29 Mayıs 2018 Salı

Soğan gözümüzü neden yaşartır?

Soğan gözümüzü neden yaşartır?

Soğan sıcak iklim bitkisi olduğundan, soğanın köklerinin Güneydoğu Asya’ya uzandığı düşünülmektedir. Günümüzde ise soğan dünyanın her yerinde üretilmekte ve tüketilmekedir. Tarih öncesi çağlarda Çin, Hindistan ve Ortadoğu’da yiyecek olarak tükeltiğine dair bulgular vardır.


Soğan hem sağlığımız açısından oldukça faydalı hem de yemeklere kattığı aroma sayesinde sofralarımızın vazgeçilmezi olmuştur. Soğana asıl lezzetini veren şeyin kükürt olduğu düşünülse de bunun yanında içerdiği sülfür barındıran amino asitlerin varlığı da tadına katkı sağlamakata ve onu besleyici bir sebze haline getirmektedir.


Soğan doğranırken içeriğinde bulunan ‘S1 propenylcysteinesulphoxide’ adı verilen içerik açığa çıkar ve gözlerimizin tahriş olmasına neden olan ‘propanal-S oxit’ maddesinin hava karışarak bizi etkilemesine sebep olur.  Bu madde gözümüzle temas ettiğinde ortaya çıkan hidroliz benzeri süreç yüzünden ve içerilen belli miktardaki sülfirik asit sayesinde gözümüz yanmaya başlar ve yaşarır.


Kimyasal olarak dengeli olmayan bu bileşimler çok düşük ısılarda bile yok olurlar. Bu yüzden soğanın pişmesi süresince gözlerimiz yaşarmaz. Halk arasında ‘soğanın öldürülmesi’ olarak anılan sürecim kimyasal işleyişi bu şekildedir.



Soğan doğrarken gözlerin yaşarması nasıl engellenir?


Usta aşçıların kullanmış olduğu yöntemlerden birisi soğanın ıslatılarak doğranmasıdır. Bunun için soğan doğranmadan önce yıkanır ve doğranıken de ıslak kalması sağlanır, ya da doğrudan akan suyun altında doğrama işlemi yapılır.


Bir diğer çözüm yolu ise soğan doğranması esnasında burundan değil ağızdan nefes alınmasıdır. Bu sayede soğanın ortama yaydığı gaz henüz gözümüze ulaşmadan nefes yoluyla ciğere alınarak toksik etki minimuma indirilir. Sürekli ağızdan nefes alabilmek içinse bir metal kaşığı ısırmak yeterli olacaktır.


Soğanın yaydığı sülfür gazından kurtulmanın bir diğer yolu ise ağzımıza alacağımız bir dilim ekmek, bir dilim limon ya da dişlerimizin arasında tutacağımız bir kesme şeker olabilir.




Kaynak: SOĞAN, SOĞAN NEDEN GÖZ YAŞARTIR, SOĞANIN FAYDALARI, SOĞANIN FAYDASI

24 Mayıs 2018 Perşembe

Yenidoğan Bebek Bakımı

Yenidoğan Bebek Bakımı

Yeni doğmuş veya doğacak bir çocuk 28 günün altında riskli bir dönem içerisindedir. Biraz daha detaylıca anlatmak gerekirse bebek ilk 28 günü boyunca, en yüksek ölüm riski altındadır. Bu dönemde bebeğin hayatta kalma şansını arttırmak ve sağlıklı yaşamın temellerini atmak için yeterli beslenme ve bakımın sağlanması gerekir.


Ölümlere genel olarak baktığımız zaman % 46 oranında bir rakamın 5 yaş altı çocuklar olduğunu görüyoruz.  Yenidoğan ölümleri ilk haftada görülür ve ilk 24 saat içinde yaklaşık 1 milyon yenidoğan bebeğin öldüğü bilinmektedir. Yenidoğan ölümlerinin başlıca nedenleri prematüre, düşük, enfeksiyon, kordon dolanması ve doğum travmasıdır. Bu nedenler, bu yaş grubundaki ölümlerin% 80’ini oluşturmaktadır.


Yenidoğan ölümlerinin büyük çoğunluğu, sağlık hizmetlerine erişimin düşük olduğu gelişmekte olan ülkelerde görülür. Bu yenidoğanın çoğu evde hayatta kalmakta ve bu sayede hayatta kalma şansını büyük ölçüde artırabilmektedir. Gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde kalifiye sağlık bakımı, anne ve yenidoğan için komplikasyonları önler, sorunların erken teşhisine ve yönetimine izin verir.



 Yeni Doğan


Yenidoğan bebekler, doğdukları andan itibaren uzman bir pedagog tarafından muayene edilir. Yenidoğan bebeğin sağlıklı olup olmadığını gösteren ilk muayenesinde uzman doktor öncelikle bebeğin solunumunun düzene girmesi için ağzını, yüzünü, burnunu ve vücudunu kurutur, temizler, ıslaklığını giderir,  göbek kordonunu keserken solunum sekresyonlarının boşalması için bebeği baş aşağı tutar,  bebeğin akciğerlerindeki suyun boşaltılması için aspirasyon yapar, kesilen göbek kordonunun çevresini steril gazlı bir bezle sarar, olası bir göz enfeksiyonu için göz damlaları damlatır, bebeğin ısı kaybını önlemek için sıcak ve kuru örtülerle sarar, kan değerlerinin ölçümü için topuğundan kan alır. Yenidoğan bebek ilk iki hafta çok çeşitli tarama testlerinden geçer.




Kaynak: bakım, bebek, BEBEK BAKIMI, bebekler, YENİ DOĞAN, YENİ DOĞAN BEBEKLER, YENİDOĞAN

23 Mayıs 2018 Çarşamba

Erkekler Neden Memeye İlgi Duyarlar?

Erkekler Neden Memeye İlgi Duyarlar?

Kadınların vücudunu şöyle baştan aşağıya doğru süzdüğünüzde o kadar fazla şey söylenebilir ki bunu bir erkeğin gözünden baktığınız zaman şiir hatta kitap bile yazılabilir. Bir kadın için şunu söyleyebiliriz; kadın memesini uyararak orgazm yaşayabilir ancak erkek için cinsellik yaşanması gerekiyorsa yalnızca bir organa dokunmak söz konusu olmayacaktır. Tabi ki de burada bir cinsiyetten bahsedecek olursak bu yalnızca erkeklere has olan bir özelliktir.


Bir erkek her zaman karşı cinste olan kendisinde olmayan bir organa ilgi duyar dolayısıyla bu organlarında en başında ilk göze batan olarak memeler geliyor. Kadın memelerinin erkekler üzerinde fetişizmi barındıran bir özelliği vardır. Yani kadın için sutyen yalnızca memeyi koruyan bir eşya değil aynı zamanda erkeğin de zevkine göre dizayn edilmiştir.  Meme şekil itibariyle de erotizmi uyandırıyor. Memeye ilk bakıldığında kadın poposu ya da kalçasını akla getirir dolayısıyla meme gören bir erkek her zaman tahrik olur.


İşin kadınlar tarafında olan boyutuna baktığımız da ise memenin erkek için ne kadar önemli ve özel olduğunun kadın farkındadır. Mesela bunu bir örnekle açıklayacak olursak meme kanseri olmuş bir kadının memesi alındığında kendisini eksik hissedeceği gibi özgüvenini de kaybedecektir. Bir memesi olmayan kadın kocası tarafından beğenilmeyeceğini düşünür ve depresyona girebilir. Ya da genç bir kız ileride yaşayacağı cinsellik sorununu düşünerek psikolojik sıkıntılar geçirebilir.



Memenin hep cinsel yönünden bahsettik ancak işin erkek tarafında farklı bir boyutu daha vardır. Kadın memesi aynı zamanda anaç bir organın da sembolüdür.


Bir kadında normal ölçülerde olan meme cinselliği ve seksiliği uyandırırken olması gerekenden daha büyük olan bir memenin de anaçlığı uyandırdığı bilinir.


Her erkek memeye ilgi duyar ve erkek için memenin çıplak olmasının ya da sutyenli olmasının da herhangi bir önemi yoktur.


Erkek dikkatini çeken bir meme gördüğü zaman direk olarak onu mıncıklamak, ısırmak, ellemek ve sarılmak ister.


Yukarıda belirtmiş olduğum durumlar erkeğin isteyerek yaptığı değil aynı zamanda hormonsal olarak yaşadığı bir histir.


Son bir not olarak ise kadınlar için meme birbirleriyle büyüklük ölçüştürerek yarıştıkları bir organdır.




Kaynak: ERKEK MEMESİ, ERKEKLERDE MEME, KADIN MEMESİ, KADINLARDA MEME, meme

22 Mayıs 2018 Salı

Yorgunluk Hastalık Belirtisi midir?

Yorgunluk Hastalık Belirtisi midir?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki her beş kişiden biri alışılmadık şekilde kendisini yorgun hissediyor.  Bu araştırmaya göre ise kadınlar erkeklerden daha fazla yorgun hissetme eğiliminde. İnsanlarda  kilo kaybı, bağırsak davranışında değişiklik, saç kaybı, aşırı susuzluk gibi başka semptomlar ortaya çıkarsa, yorgunluğun görülme olasılığı daha yüksek.


Nasıl yorulacağınızı bilmek istiyorsanız, aşağıdaki noktalarda size yardımcı olabilir:


  • İş ve aile gibi yaşamınızın parçaları özellikle yorucu olabilir

  • Yorgunluk hissini uyandıran olaylar, örneğin duygusal ilişkinin sonu

  • Yaşam tarzı

Yorgunluğun fiziksel sebepleri


  • Yorgunluğunuzu hissettirecek birçok hastalık var. Sadece anemi ve tiroid problemleri olarak bilinenler değil, aynı zamanda diyabet ve bazı yiyeceklere karşı alerjiler gibi diğer bazı hastalıklarda sizi yorgun hissettirebilir.

  • Aşırı kilolu veya zayıflık yorgunluğa neden olur. Çünkü vücudunuzun günlük yaşamın aktivitelerini yapmak için normalden daha fazla çalışması gerekiyor. Eğer zayıfsanız, daha az kasınız olur ve daha çabuk yorgun hissedebilirsiniz.

  • Hamilelik, özellikle ilk 12 haftada enerjinizi boşaltabilir.


Yorgunluğun psikolojik nedenleri


Psikiyatrik yorgunluk, fiziksel problemlerden kaynaklanan yorgunluktan çok daha yaygındır. Başlıca nedenlerden biri, uykusuzluğa neden olabilen ve sürekli yorgunluğa neden olabilen kaygıdır. Toplum Sağlığı tarafından yapılan bir araştırma, çoğu kez fonksiyonel nedenlerden ve mali kaygılardan dolayı nüfusun yaklaşık üçte birinin uyku yoksunluğundan ciddi şekilde muzdarip olduğunu göstermiştir. Kurum raporu, uykunun önemi, uykusuzluk ve düşük enerji düzeyleri arasındaki bağlantıyı gösterir .


Gündelik hayatın sıkıntıları ve yükleri stresli, hatta ev değiştirmek ya da evlenmek gibi olumlu olaylarda bile olabilir. Kötü haber, bereket ya da ayrılık gibi duygusal bir şok yaratabilir, kendinizi drene hissedersiniz. Depresyon veya anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunları sizi daha yorgun hissetmenizi sağlar. Ayrıca geceleri düzgün uyumanızı da engelleyebilirler.


Yaşam Tarzından Kaynaklanan Yorgunluk Nedenleri


Yorgunluk, genellikle çok fazla alkol tüketmek veya kötü bir diyet yapmak gibi yaşam tarzı faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Akşamları alkol alırsanız, gecenin ortasında sizi uyandırır. Düzenli olarak çok içerseniz, depresyona neden olur ve uykunuzu etkiler.




Kaynak: FİZİKSEL YORGUNLUK, KRONİK YORGUNLUK, YORGUN, YORGUNLUK

21 Mayıs 2018 Pazartesi

Gelin İçin Vücut Bakımı Maske Tarifleri

Gelin İçin Vücut Bakımı Maske Tarifleri

Gelin İçin Vücut Bakımı Maske Tarifleri


Gelin olmak her genç kızın hayali ve nihayet düğün günü gelip çattığında da damatın karşına parlak ve güzel bir vücutla çıkmakta her genç kızın arzusudur. Bu makalemizde bizde buradan yola çıkarak yeni evlenecek olan bir gelinin vücuduna nasıl bakması gerektiğine dair bilgiler verelim istedik ve parlak bir vücuda sahip olabilmeleri için birkaç maske tarifini anlattık.


  1. MASKE:

Mısır pirinci


Malzemeler:


  • 4 yemek kaşığı ezilmiş Mısır ezmesi

  • Portakal, veya vanilya kokusuyla (Attar’da satılan) aromatik bir taş.

Hazırlanışı


Portakalın yumuşak tarafını aromatik taş ve öğütülmüş pirinçle iyice karıştırın ve bu karışımı da bir kap içerisine koyun. Banyodan sonra vücudunuza sürün ve 15 dakika boyunca bekleyin. Bu işlemi günlük uygulayabildiğiniz gibi haftada iki kez de uygulayabilirsiniz.


  1. MASKE

Bu maskeden sonra vücudunuzda vanilya ve karahindiba kokusu ile karşılaşacaksınız.


Malzemeler:


  • Vanilya yağı veya hint yağı.

  • Gül yağı

  • 1/4 çay kaşığı tatlı badem yağı.

  • 1/4 çorba kaşığı gül yağı.


Hazırlanışı


Yukarıda belirtmiş olduğumuz yağlardan birini 3 yemek kaşığı şeklinde alkol içerisine ekleyin. Sonrasında alkolün etkisini azaltmak ve vücuda zarar vermesini önlemek için içerisine badem yağı ekleyin daha sonra gül yağı ekleyin ve bu karışımı bir cam içerisinde iyice çalkalayın ve karışım karıştırıldıktan sonra 10 gün veya daha fazla bekletin. Banyo yaptıktan sonra vücudunuza sürün ve sonra tekrar duş alın.


3.MASKE:


Badem yağı maskesi ve esansiyel yağlar


Malzemeler:


  • Üç yemek kaşığı tatlı badem yağı.

  • Bir çorba kaşığı aromatik portakal yağı.

  • Yasemin yağı kaşığı (isteğe bağlı).

  • Kaşık lavanta yağı.

  • Kaşık kayısı yağı.

  • Kaşık parfüm.

Hazırlanışı


Tüm yağları bir araya getirin ve karışımı bir şişede saklayın. Banyodan sonra, yağı sürdüğünüz yerde kullanın ve 3 ila 4 saatlik bir süre bırakın. tekrar duş alın.




Kaynak: bakım, gelin, GELİNLER İÇİN VÜCUT BAKIMI, gelinlik, VÜCUT, VÜCUT BAKIMI

20 Mayıs 2018 Pazar

Güzellik ve Dudak Bakımı

Güzellik ve Dudak Bakımı

Güzellik denildiği zaman bunu geniş bir alanda ele almak gerekiyor. ancak bir kadının güzellikten anladığına baktığımız zaman karşımıza çıkanlar ise şunlar oluyor.


  • Güzel beyaz dişler

  • Uzun boyun

  • Uzun yumuşak saçlar

  • Küçük burun

  • Yumuşak bacaklar ve uzun parmaklar.

  • Dolu Göğüsler

  • Düzgün bir vücut

  • Ten rengi

  • Uzun, kalın kirpiklere sahip geniş gözler

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir kadının kendisini güzel hissetmesi için dudakların önemi büyüktür. Büyük dudaklar güzellik göstergelerinden bir tanesi ve insan yüzünde ilk dikkatleri çeken noktadır. Bir kadının dudaklarının dolgun olması demek onun çekiciliğini biraz daha ön plana çıkarabilmektedir. Bunun yanı sıra cilt te aynı özene sahip olmak zorundadır.


Çatlak dudaklar


Vücudun nem kaybetmesi demek çatlaklarında kendini gösterebileceği anlamına geliyor. Bunun için dudaklarında kuru kalması çatlamaya müsait olacaktır. Dudak nemlendiriciler dudakların çatlamasının da önüne geçecektir. Özellikle kış aylarında ve hava değişikliklerinde dudak bakımına çok dikkat edilmesi gerekiyor.


ÇATLAK DUDAKLARIN NEDENLERİ


Dudakları Yalama


İnsanlar dudaklarının kuru olduklarını hissettiklerinde ister istemez onları ıslatmak isteyecektir. Dolayısıyla dudakların dille ıslatılması sonrasında çok hızlı bir kuruma gerçekleşeceğinden çatlamalar görülebilir. Dolayısıyla bunu gün içerisinde çok kez yaparsanız sıkıntı daha da büyük olabilecektir.


Bakım: Dudakları çatlama ve su kaybından korumak için, nemlendiricilerin günlük olarak önlenmesi ve kullanılması için sürekli olarak onlara dikkat etmeliyiz.


Solunum: Birçok kişi solunum yolları ve burunda, alerjiler gibi, ağızdan nefes almasına ve ağız içindeki hava geçişine ve tükürüğün kurumasına neden olan sorunlardan muzdariptir, bu da dudakların kurumasına yol açar. Vücudun B2 vitamini eksikliğine maruz kalması önemli ölçüde çatlamaya yol açar.


DUDAK ÇATLAMA TEDAVİSİ


  • Günde yeterli su tüketin.

  • Vitamin ve lif bakımından zengin sebze ve meyveler yiyin ve B2 vitamini bakımından zenginlere konsantre olun.

  • Nemlendirmek için nemlendiriciyi günlük olarak ve sürekli kullanın.

  • Vazelin, şeker veya şeker ve zeytinyağı kullanarak dudakları haftalık olarak soyup dudaklara sürün ve en az 10 dakika boyunca dairesel bir şekilde karıştırın.

  • Dudaklara masaj yapma seçeneğini kullanın, çünkü ölü cildi temizler ve nemlendirir ve hücrelerini yeniler.

  • Dudak soyulmasından kaçının, çünkü bu, kuruluğu artırır ve egzersiz yapmaya devam ederseniz ülsere ve kanamaya yol açar.




Kaynak: DUDAK, DUDAK BAKIMI, DUDAK BAKIMI NASIL YAPILIR, DUDAK NEMLENDİRİCİLERİ, DUDAKLAR

19 Mayıs 2018 Cumartesi

Giysilerin Kalitesini Korumak İçin 3 İpucu

Giysilerin Kalitesini Korumak İçin 3 İpucu

Bazılarının giydikleri kıyafetleri gördüğünüzde gerçekten canınız sıkılabilir. Çünkü siz her ne kadar uğraşırsanız uğraşın onların kıyafetleri gibi temiz ve de ilk günkü almış gibi durmuyor. Sizin aldığınız kıyafetler bir kaç yıkama sonrasında sağdan soldan zarar görmeye başlıyor ya da renklerinde kumaşlarında sıkıntılar meydana geliyor. İşte bunun için aşağıda size belirteceğimiz 3 ipucu bu noktada size yardım sağlayacaktır.


  1. Yumuşatıcı Kullanımı

Giysilerin düzleştirilmesi, her yıkamada izlenecek en önemli adımlardan biridir. kıyafetlerin renklerinin tazeliğini korumak ve dokuları genişleme veya büzülme ve kırışıklıklardan korumak için uygun olan yöntemdir. Yumuşatıcıları adeta saç kremi gibi düşünebilirsiniz. Saç kremi saçınıza şekilde vermede ve de canlılığını korumada ne kadar etki sağlıyorsa yumuşatıcılarında aynen o şekilde bir etkisi vardır. Kumaşın dokusu 5 ila 10 kat arasında çamaşır yıkandıktan sonra sertleşmeye başlar dolayısıyla yumuşatıcı bu sertliği kırmada etkilidir.



  1. Kaliteli Giysi Almak

Plastik veya metalden yapılmış elbise bağları, omuzlardaki parçaları gerebilir. Ayrıca, özellikle yumuşak kumaşlardan yapılmış giysileri asmak için kullanılabilecek ahşap veya kadife bağların kullanılması tercih edilir. Eteklere gelince, ayarlanabilir beden olması işinizi görecektir, böylece kumaşın genişlemesine yol açmadan giydiğiniz her şey eteğinize denk gelebilir. Ayrıca, etekleri asmadan önce iç yüze çevirmek de yararlıdır, bu bel kemerine zarar vermesini önler ve bu da etek eteğin bozulmamasını sağlar.


 3.Yıkarken Kıyafetin İç Yüzünü Dışa Getirmek 


Çamaşır makinesinin döner hareketinden kaynaklanan küçük sürtünme, giysi liflerinin aşırı yüklenmesine yol açabilir. Bu problemden kurtulabilmek için, çamaşır makinesine yerleştirmeden önce kıyafet parçalarını iç yüzünde kırmanız tavsiye edilir. Bu bağlamda, yumuşatıcı, yıkama işleminin son aşamasında kullanılır, kumaş baskılarında özel bir koruyucu tabaka oluşturan, sürtünmeyi ve hasarı azaltan ve kimyasal kalıntıların oluşumunu önleyen etkili malzemeler içerdiği için çok kullanışlıdır.


Kumaş üzerine basılan çizimlerin dış yüzeyi, renklerin kendiliğinden kaybolmasından kaynaklanan hasardan korunur, böylece moda ve renk tonunun zarafetini daha uzun süre korur.




Kaynak: KADIN GİYİM, KALİTELİ KIYAFETLER, KIYAFET BAKIMI, kıyafet, moda

18 Mayıs 2018 Cuma

Cildinizi Yaz Sıcağından Nasıl Korursunuz?

Cildinizi Yaz Sıcağından Nasıl Korursunuz?

Yaz geldiği zaman, cilt, uzun süre boyunca güneşe ve tuzlu suya doğrudan maruz kalmanın neden olduğu kızarıklık ve yanıklara daha yatkın hale gelir. Bu nedenle, yaz mevsiminde mümkün olanı korumak için, yaz aylarında cilt bakımına daha fazla önem vermelisiniz.


Cildinizi iyi nemlendirin


Sıcaklığa ve güneş ışığına aşırı maruz kaldığınızda vücut terleme yoluyla su kaybeder, bu da kuru cilde yol açabilir. Bunu tedavi etmek için, cildin sürekli olarak nemlendirilmesi aloe vera ya da E vitamini açısından zengin bir kremle birlikte cildi yanıklardan korumak için günde en az altı bardak su içilmelidir.



Daima güneş koruyucu kullanın


Cildiniz için uygun bir tür ve yaz boyunca cildiniz için mümkün olan en iyi korumayı sağlamak için yüksek kaliteli bir formül seçin. Kremin, güneşe maruz kalmadan 20 dakika önce tamamen cilt tarafından emilmesinden önce uygulanması tavsiye edilir.


Çok sıcak su ile banyo yapmaktan kaçının


Sıcak su ile yıkanması cildin kurumasına sebep olur, bu nedenle gözenekleri kapatmak ve sivilce olasılığını azaltmak için soğuk su ile vücudun durulanması ile banyo sırasında sıcaklığın azaltılması tavsiye edilir.


Hassas alanlara dikkat edin


Göz çevresi dudaklar ve cilt en hassas bölgelerdendir ve güneş ışınlarından hızla etkilenir. Bu nedenle, günlük güneş koruması ve nemlendiriciyle özel bir göz kremi geliştirmenizi öneririz.


Çok fazla karpuz ve kavun yiyin


Bu gıdalar antioksidanlar açısından zengindir. Ayrıca normal sıcaklığını korumak için yardımcı olur


Cilt soyulması


Cilt ölü deriden kurtulmak ve lekeleri gizlemek için soyulmaya başlayacaktır. Bunun için haftada bir soyulmalar olabilir.


Güneş gözlüğü


Güneş gözlükleriniz, güneşin etrafındaki bölgeyi korumak için mükemmel bir silahtır. Bu yüzden karanlık noktaların ve koyu halkaların görünmesini engellemek için kullanmalısınız.


 




Kaynak: cilt, cilt bakımı, CİLT HAKKINDA, CİLT KORUMA, GÜNEŞ, GÜNEŞ KREMİ

17 Mayıs 2018 Perşembe

Doğumdan Sonra Cinsel İlişki Ve Doğum Kontrolü

Doğumdan Sonra Cinsel İlişki Ve Doğum Kontrolü

Hamilelikten sonra tekrar ne zaman seks yapılacağı konusunda bir kural yoktur. Bebeğin doğumundan hemen sonra, birçok kadın ağrı ve yorgunluk hisseder bunun içinde cinsel ilişkiden uzak durulur. Yani bu durumda bir seks yapacaksan senin için eğlenceli olmayacak. Hatta bu dönemde vajinada kuruluk meydana geleceğinden dolayı da cinsel ilişki çok ağrılı geçebilir


Vücudunuzun durumu veya hamileliğiniz için endişelenebilirsiniz. Erkeklerin de problemleri olabilir. Yorgunluğun dışında, babanın cinsel duyguları çocuğunun doğumundan önce olduğu gibi aynıdır. Ancak, birçok erkek eşine duyduğu saygıdan dolayı ondan bu durumu istemez. Böylelikle gebelik sonrasında seks yapmak istemeden biraz zaman alabilir. O zamana kadar, ikiniz de başka şekillerde sevilmek ve yakınlaşmaktan daha mutlu olmayı deneyebilirsiniz.


Gebelik sonrasında seks için bu öneriler size yardımcı olabilir:


Gebelik sonrasında cinsel ilişki size acı veriyorsa bunu eşinizle mutlaka konuşmanız gerekiyor. Eğer ki cinsellik sırasında acı çekiyorsanız bu durumda zevk alamazsınız.


İlk kez seks yaparken biraz sıkının bunun içinde ekstra yağ kullanabilirsiniz. Yağ size yardımcı olabilir. Doğum sonrasındaki hormonal değişiklikler bir takım önlemleri gerektirebilir.


Eşinizle rahatlamak için kendinize zaman ayırmalısınız ve bu sayede odaklanmanız da daha doğru olacaktır. Seks egzersizleri iyi gelebilir.



Doğum kontrolü


Doğumdan sonra, her seferinde, belirli bir doğum kontrol hapı kullanın (ama yine de hamile kalmak istiyorsanız). Bebeğiniz doğumdan sonra ve doğum sonrası muayeneden sonra hastaneden ayrılmadan önce seçenekleri değerlendirebilirsiniz. Ayrıca doktorunuzla veya ev hemşirenizle konuşabilir veya istediğiniz zaman bir aile planlaması kliniğine gidebilirsiniz.


Doğru doğum kontrol yöntemini seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenin.




Kaynak: cinsel, cinsellik, gebelik, GEBELİK SONRASI CİNSELLİK, Hamilelik

Erkeklerde Orta Yaş Sendromu

Erkeklerde Orta Yaş Sendromu

İnsanlar genellikle orta yaş krizinden hoşlanırlar, ancak çoğu erkek için bu çok kötü bir deneyimdir. Orta yaş krizi, bir erkeğin hayatının orta safhasına ulaştığını düşündüğü zamandır İnsanın şimdiye kadar başarmış olduğu şey, hem işinde hem de kişisel yaşamında, bir depresyon dönemine neden olabilir. Bu durum, 35 ila 50 yaşları arasındaki erkekler 10 yıla kadar sürebildiğinde ortaya çıkar.


Uzmanlar bu tartışmalı sendromun beyin veya hormonal değişikliklerle bağlantılı olduğuna inanırlar. Bazıları için büyük bir alay ve eğlence kaynağı olsa da, ondan muzdarip olanlara tahammülsüzlüğe neden olur.


‘Büyüme Zamanı’


Orta yaş krizinde herkesin şartları farklı olabiliyor. Dolayısıyla burada farklı etkenler göstermesinin de en büyük nedeni bu duru. Özellikle dar kesimli nüfusu ele alacak olursak burada % 20’lik bir bölmününde bu krizden 50 yaşından sonra etkileneceği ortaya çıkıyor. Bu durumdan nasıl başa çıkılabileceği konusunda bir tavsiye beklerseniz benim size söyleyeceğim şey bir depresyonda olabileceğinizdir. Dolayısıyla orta yaş krizi depresyonunda bir parçası. Bu durumda bir uzman doktora kontrol olmanızda fayda vardır.


Orta yaş krizi ilaçla değil ancak uzman bir destekle açığa çıkabilecek ve çözümlenebilecek bir durumdur.  Burada mesele aslında zamanın nasıl geçtiği değil büyümek olduğudur. Yani zaman geçse dahi insan yapabileceklerini düşünür ve ne kadar hayatının kaldığını da hesaplamaya başlar. Kriz bence bir evrim ve kişisel değişim zamanıdır.


En iyi tavsiye doktorunuzu ziyaret etmek ve yardım almaktır. Depresyon, boşanma, ayrılık, kronik hastalık, huşu ya da iş kaybı gibi yaşamdaki büyük bir değişiklik nedeniyle başlayabilir. Bazen belli bir sebep yok gibi görünür ama altında ciddi sorunlar yatar.


Depresyonu önlemek için yollar, stres rahatlatmak ve duygu durum arttırıcıları endorfin salgılanmasına yol açabilir, iyi yiyebilir ve iyi uyuyabilir. En önemlisi, hisleri bastırmamaktır.




Kaynak: CİNSEL YAŞAM, ERKEK SAĞLIĞI, ORTA YAŞ KRİZİ, ORTA YAŞLI ERKEKLER

15 Mayıs 2018 Salı

Sırt Ağrısını Önlemenin Yolları

Sırt Ağrısını Önlemenin Yolları

Bel ağrısını önlemek için bazı iyi alışkanlıkların benimsenmesi yeterli olsa da, sırt ağrısı yaşamları boyunca çok sayıda insana eşlik eder.


Sırt ağrısını azaltmanın başlıca adımları şunlardır:


Egzersiz:


Düzenli egzersiz, sırt kaslarının kuvvetini artırmaya ve stabil bir ağırlık sağlamaya yardımcı olur. Uzmanlar, hafif aerobiklerin en iyisi olduğunu söylerler, kilo vermeyen veya sırtın ani hareketlerini içeren egzersizlerdir. Ancak, herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce, bir sağlık çalışanına danışmak en iyisidir.


Sırt ağrısı riskini azaltmak için kullanılabilecek iki ana egzersiz türü vardır:


1 – temel güçlendirme egzersizleri: Karın ve sırt kaslarını çalıştırır ve sırtını koruyan kasları güçlendirmeye yardımcı olur.


2 – Esneklik egzersizleri: omurga, kalça ve üst bacak dahil olmak üzere vücudun ortasındaki esnekliği arttırmak için tasarlanmıştır.


Sigarayı bırakmak:


Sigara içenlerin daha yüksek bir oranı, aynı yaş grubunda, boy ve kiloda sigara içmeyenlere göre sırt ağrısı çekmektedir.


Vücut ağırlığı:


Kişinin taşıdığı ağırlık ve nerede ve nasıl etkilendiği, bel ağrısı riskini etkiler. Obez kişi ile normal kilo arasındaki sırt ağrısı riskinde anlamlı bir fark vardır. Karın şişmanlığı olan kişiler sırt ağrısı riski altındadır.



Ayakta dururken vücudun duruşu:


Daima düz, öne ve arkaya doğru durduğunuzdan emin olun. Bacakları düz ve başını omurgaya paralel tutun.


Oturuş:


Sandalye iyi donatılmış olmalıdır ile avuç içinde arka, kol ve döner tabanı. Otururken, dizleri ve kalçaları düz, ayakları düz, sırt desteği ile tutmaya çalışın. Klavyeyi kullanırsanız, dirseklerin doğru açılarla desteklendiğinden emin olun.


Kaldırma:


Bir şeyleri kaldırırken sırtı korumanın sırrı, bacakları düşünmektir. Başka bir deyişle bacakları bir şeyleri kaldırmak ve sırtına bel bağlamak değildir. Sırtınızı olabildiğince düz hale getirin, bacaklarınızı ayrı tutun ve dengenizi korumak için hafifçe öne doğru tutun. Sadece dizlerinizi kullanın ve nesnenin ağırlığını gövdeye yakın tutun ve sırtın pozisyonunu mümkün olduğunca değiştirirken bacakları düz tutun.




Kaynak: ağrı, SIRT AĞRISI TEDAVİSİ, SIRT BÖLGESİ, sırt, sırt ağrısı

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Balın Cilde Faydaları

Balın Cilde Faydaları

Bal, vücuda sağlık bakımından birçok yarar sağlar, aynı zamanda bal iyileşme sürecini hızlandırır ve enfeksiyonu önleyebilir .  Cildi yumuşak ve nemli tutar Cildinizi daha esnek, taze ve güzel hale getirir.


Bal cilt için birçok önemli unsuru içerir. Balın içerisinde Riboflavin, niasin, pantotenik asit, B6 vitamini, folik asit ve C vitamini gibi vitaminler ve Antioksidanlar, Çinko ve selenyum gibi mineraller bulunur. Bunun yanı sıra bal da amino asitler , organik asitler içermektedir.


BALIN CİLT BAKIMI İÇİN FAYDALARI


Cilt nemlendiricisi


Bal, kuru cilt bakımında kullanılabilir, çünkü balın bileşiminde nemlendirici özellik bulunmaktadır. Bal nemi çeken ve içerde tutan bir maddedir. Yüzünde bir bal maskesi kullanılmasının, bu bölgelere nemi çekmesi nedeniyle kurumasını önleyecektir.  Bunun yanı sıra yağlı cilde sahip insanlar baldan da yararlanabilirler, cildin kurumasını gerektirmeden nemi ve elastikiyeti korur.


Cildinizi koruyun


Bal, doğal antioksidanlar bakımından zengidir, ağızdan alındığında birçok fayda sağlayan ama aynı zamanda cilt üzerinde topikal olarak kullanıldığında koruyucu faydalar sağlayan besinlerden birisi olarak bilinir.


Yara İyileşmesini Güçlendirir


Bal ayrıca bir yara pansumanı görevi görebilir ve doğal antimikrobiyal özellikleri nedeniyle iyileşmeyi ve enfeksiyonun önlenmesini kolaylaştırmaya yardımcı olur.Yeni Zelanda Dermatoloji Derneği’nin bir raporuna göre, balın kimyasal bileşimi yüksek bir osmolaliteye sahiptir. Bu özellik şekerlerin su ile mikroorganizmaları çoğalmayacak şekilde etkileştiği anlamına gelir.



Akne Mücadele


  • Bal, cildin gözeneklerinden kirleri emer ve bir temizlik maddesi olarak çalışır ve cildi sakinleştirir.

  • Cildinize ince bir bal tabakası koyun, sonra 30 dakika bekletin, daha sonra yüzünüz sade su ile yıkayın etkisini çok hızlı bir şekilde görebileceksiniz..

  • Kırışıklıkları tedavi etmeye yardımcı olur

  • Bal, doğal bir nemlendiricidir, yani cildin üst katmanlarını nemlendirir.

  • Tahriş olmuş ve hassas alanları yumuşattığı için kırışıklıkların iyileştirilmesine yardımcı olabilir.

  • Bal antioksidan özellikleri de cildin yaşlanmasını geciktirir.

Cildi beyazlatmaya yardımcı olur


Taze yoğurdu bir kaşık balla karıştırılıp yüzünüze sürün 15 dakika bekletin ve sonra ılık su ile yıkayın.Bunu her gün tekrar ederseniz cildin beyazlaşmasına yardımcı olabilirsiniz.


 




Kaynak: BAL, BALIN CİLDE FAYDASI, CİLDE NE İYİ GELİR, cilt bakımı, CİLT HAKKINDA

Yumurtanın Saça Faydaları

Yumurtanın Saça Faydaları

Yumurta, sabah masasında önemli bir besin maddesidir çünkü metabolik aktiviteleri gerçekleştirmek için vücudun ihtiyaç duyduğu önemli bir enerji, vitamin ve mineral kaynağıdır. Yumurta faydaları dışında, inanılmaz estetik faydalara sahiptir. Örneğin sahanda yumurta saçlar için kullanılabilir ve saç derisine sürülebildiği gibi saçların üzerine koyabilirsiniz. Uzun saçlarınıza yumurta sürüp en az 15 dakika bekletin. Sonra saçları ılık su ile durulayın. Daha sonra saçları şampuanla yıkayın. Bu işlem sonunda parlak ve kalın saçlar elde edebilirsiniz.


Yumurta sarısı, seyrek saç problemini ortadan kaldırır ve saçınızın yoğunluğunu arttırıp onları  besler ve büyütür. Sağlıklı, pürüzsüz, güçlü ve parlak saçlar yumurta kullanarak ve bazı maddeler ekleyerek elde edilebilir, böylece pozitif sonuç almak için haftalık olarak kullanılan farklı tarifler denenebilir


Zayıf saçlar için yumurta


Zayıf saçlarınız için güçlü bir karışım olan bal, mayonez, yoğurt, zeytinyağı ve yumurta sarısı kullanılabilir. Bu karışımı saçınıza sürdükten sonra 2 saat bekletin ve durulayın. Bu tarif, saçı güçlendirmeye yardımcı olur ve dökülmesini önler saç derisini besler.



Kuru saçlar için yumurta


Saç yoğunluğuna ve uzunluğuna göre iki yumurta veya dört yumurta kullanabilirsiniz. Yumurtalar saç köklerine ulaşana kadar yumurtayı ovacak ve tüm saç derisini kaplayacak şekilde masaj yapın. Bir saat boyunca saçınızı sarın. Ardından saçlarınızı açarak kurumaya bırakın ve bir müddet sonrasında da şampuanla yıkayın.


Normal saçlar için yumurtalar


Bir yumurtayı bir bardak ılık su içinde iyice karıştırın ve kafa derisine bu karışımla iyice masaj yapın. Bundan sonra 5 dakika boyunca saçınızı kapatın ve daha sonra tekrar ılık su ile durulayın.


Saçı uzatmak ve güçlendirmek


Protein saçın ana bileşenidir, bu nedenle saçlarınızı sağlıklı tutmak için yumurta gibi protein bazlı yiyecekler yemelisiniz. Yumurta proteinine ek olarak, saç dökülmesinin tedavisinde yardımcı olan ve güçlendirmede ve uzatmada çok etkili olan iyi bir biyotin ve diğer vitaminler tüketmelisiniz.


Kıvırcık saç tedavisi


Kıvırcık saçlardan kurtulmak zor bir iştir, ancak yumurtalarla daha düz saç elde edebilirsiniz. Mayonez ile iki çorba kaşığı yumurta sarısını karıştırın ve saç kökleri ile başlayarak masaj yapın.  Sonra bir şapka giyebilirsiniz ve 15 dakika bekletin ardından şampuanla yıkayın.


 




Kaynak: SAÇ, SAÇ BAKIMI, saç dökülmesi, SAÇA FAYDASI, YUMURTANIN SAÇA FAYDASI, yumurtanın faydaları

13 Mayıs 2018 Pazar

Adet Gecikmesinin Sebebi Nedir?

Adet Gecikmesinin Sebebi Nedir?

Adet gecikmesi bayanlarda en çok gebelik döneminde görülen bir durumdur. Bunun yanı sıra aktif bir şekilde cinsel hayat olan kadınları ele aldığımız da bir adet gecikmesi yaşanmışsa bu durumda ilk akla gelen konu gebelik olmasıdır.





Kaynak: adet, ADET DÜZENİ, adet düzensizliği, ADET SORUNLARI, ADET TAKVİMİ

Anne Olunca Anlayacağınız 5 Şey

Anne Olunca Anlayacağınız 5 Şey

Bazı bayanlar anneliğin keyfini sürerken bazıların da anneliği merak ettiğini biliyoruz. Cennetin bile annenin ayaklarının altına serilmiş olduğunu düşündüğünüzde aslında anneliğin de ne kadar kutsal bir görev olduğunu da anlıyorsunuz. Annelik söz konusu olduğunda her ne kadar kitap okursanız okuyun o duyguyu ancak yaşadığınızda bileceksiniz. Bunu annelerimizin şu güzel sözlerinden de çok iyi biliyoruz. “ Anne olunca anlarsın”


Anne olduğumuz zaman ise bu söz sürekli kulağımızda çınlar. İşte bizde buradan yola çıkarak anne olunca anlayacağınız 5 şey hakkında sizlere bilgi vermek istedik.


Kendinden çok düşünmek


Çocuğunuz olmadan önce hayat yalnızca sizin içinde ve hoşunuza gidecek her şeyi şartlar dahilinde yaparsınız ancak anne olduğunuz zaman her şeyde çocuğunuzu düşünmek zorundasınız. Annelik o kadar büyük bir fedakarlıktır ki yediklerinizden bile feragat edebilirsiniz.


Ondan yardım beklemek


Aslında her şey çocuğum için dersiniz ancak bazen onun yardımı olmadan da işlerin üstesinden gelemeyeceğinizi bilirsiniz. Mesela ev işlerinde kızınız her zaman size destek olacaktır. hatta bazen siz dinlenirken ve hastayken o yardımınıza koşar.



Elinizdekileri tükeninceye kadar ona vermek


Eskiden üzerinize yakışanı alıp hatta fazladan aldıklarınızın sayısını bile bilmezdiniz. Ancak anne olduğunuz zaman yemeyip yedirir giymeyip giydirirsiniz. Çocuğunuzun istediği bir şey için ekmek paranızdan kestiğinizi bile görürsünüz. Yeter ki o mutlu olsun.


Uykusuz Geceler


O kadar çok uyku düşkünüsünüz ki çocuğunuz doğduğu andan itibaren artık size uyku haram olacaktır. Çocuğunuz olmadan uykusuzluğa dayanamıyorum dediğinizi unutup günlerce uykusuz da kalabilirsiniz. Yeter ki o iyi olsun.


Onun için korkarsınız


Eve 1 saat geç gelse onun için endişelenirsiniz. İlk kez gittiği bir yer için endişelenirsiniz. Kocaman bir adam olsa bile başka bir şehirdeyse onun için endişelenirsiniz.




Kaynak: ANNE OLUNCA, ANNE OLUNCA ANLARSIN, ANNELİK, ANNELİK DUYGUSU

12 Mayıs 2018 Cumartesi

Günlük Diyette Çay

Günlük Diyette Çay


Kaynak:

Erkeklerde Sünnet Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Erkeklerde Sünnet Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Sünnet dini gerekliliklerine uygun olarak yapılması gerekli olan bir işlemdir. Hiç sünnet olmanın nedenlerini, faydalarını ve dezavantajlarını merak ettiniz mi? Daha fazla bilgi için bu makalemizi sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyorum.


Sünnet belirli hastalıklardan korumak için ve penis veya cinsel fonksiyonun boyutunu etkilemez.


Sünnet, Orta Doğu ve Afrika’nın bazı bölgelerinde yaygındır, ancak Avrupa ve diğer bazı ülkelerde de yapıldığı bilinmektedir. Sünnet genellikle doğumdan sonraki ilk veya ikinci günde yapılır. Ancak burada sınır olarak 7 yaşına kadar öngörülebilir. Sünnet çocuklar için yaklaşık 5 ila 10 dakika sürer, ancak yetişkinler için bir saat kadar sürebilir. Sünnetin çocuk ilerledikçe daha karmaşık ve tehlikeli hale geldiğinden bahsedebiliriz. Sünnet genellikle doğumdan hemen sonra veya aynı nedenlerden dolayı daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde yeni doğanda yapılır;


Sağlıklı bebeklerde sünnet için tıbbi ihtiyaç yoktur. Bununla birlikte, aileler çocuklarını dini nedenlerden dolayı sünnet etmeyi seçebilirler. İslam’da sünnet, Kuran’da belirtilmemiştir, fakat hem Sünniler hem de Şiiler gibi tüm Müslümanlar tarafından uygulanmaktadır ve bazıları da bir peygamberlik yılı olarak Müslüman olmak için gerekli olduğunu düşünmektedir. Çoğu Müslüman ülkede sünnet çocukluk döneminde veya bir çocuk ergenliğe girdiğinde yapılır.



Erkeklerde sünnetin diğer nedenleri şunlardır:


Çocuklar veya yetişkinler de penisin sünnetini etkileyebilecek bazı enfeksiyonları tedavi etmek için sünnete ihtiyaç duyabilirler.


Sünnetin sağlık yararları olduğuna dair bazı kanıtlar vardır:


İdrar yolu enfeksiyonunda enfeksiyon riskini azaltır.


AIDS ve sifiliz gibi erkeklerde cinsel yolla bulaşan bazı hastalıkların azaltılmasını sağlar.


Kansere karşı koruma sağlar.


Mesane enfeksiyonlarının, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının ve erkek enfeksiyonlarının önlenmesi.


Sünnet ayrıca penis ucunu temiz tutmayı da kolaylaştırır.


Erkek sünnetine bazı dezavantajlar vardır:


Bazıları tarafından çarpıtılmış olarak görülebilirler.


Güvenli ve etkili ilaçlar onu kısıtlayabilse de ağrıya neden olabilir




Kaynak: SÜNNET, SÜNNET HAKKINDA, SÜNNET HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER, SÜNNET NEDİR

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Mesane Kanseri ve Tedavisi Nedir?

Mesane Kanseri ve Tedavisi Nedir?

Mesane kanseri: Mesane kaplamasında gelişen tümör olarak bilinen anormal dokunun büyümesidir. Bazı durumlarda, tümör çevredeki kaslara yayılır. Mesane kanserinin en sık görülen semptomu, genellikle ağrısız olan idrarda kandır. Bu şekilde bir sıkıntılı durumla karşılaştığınızda mutlaka doktora başvurmanız gerekir.


MESANE KANSERİ ÇEŞİTLERİ


Mesane kanseri, teşhis edildiğinde yayılışına göre sınıflandırılabilir.


Kanser hücreleri, mesanenin iç kısmında yer alırsa, bu durumda  kasın yüzeysel veya invazif olmayan mesane kanseri olarak tanımlanır. En sık görülen mesane kanseri türü bu olup her 10 olgunun 7’sini temsil eder. Çoğu insan bu tip mesane kanserinin bir sonucu olarak ölmez.


Kanser hücreleri, astarın dışında, mesanenin çevredeki kaslarına yayıldığında, kasın invazif mesane kanseri olarak adlandırılır. Fakat vücudun diğer bölgelerine yayılma potansiyeli daha yüksektir ve ölümcül olabilir ama daha az olasıdır.


MESANE KANSERİ NEDEN OLUR?


Mesane kanseri vakalarının çoğu, birkaç yıl içinde mesane hücrelerinde anormal değişikliklere yol açan zararlı maddelere maruz kalmanın sonucu olarak ortaya çıkar. Sigara içmek yaygın bir nedendir ve mesane kanseri vakalarının yarısının sigara içmesinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Ayrıca, daha önce imalatta kullanılan bazı kimyasallara maruz kalmanın, mesane kanserine neden olduğu bilinmektedir.



MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ


Kanser hücreleri genellikle, kasın invazif olmayan mesane kanseri vakalarında mesanenin geri kalanı bozulmadan çıkarılabilir.


Bu interkartiküler mesane kanseri (TURBT) adı verilen bir cerrahi teknik kullanılarak yapılır. Kanser riskini azaltmak için mesane içinde hemen bir kemoterapi dozu takip edilebilir.


Daha yüksek risk olan olgularda, kanser riskini azaltmak için ( BCG ) adı verilen bir ilaç enjekte edilebilir .


İnvaziv mesane kanserinin tedavisi, radikal sistektomi olarak bilinen bir işlemle mesanenin cerrahi olarak çıkarılmasını içerebilir.


Mesaneyi çıkarırken idrarınızı toplamanın başka bir yoluna ihtiyacınız olacaktır. Olası seçenekler arasında karın boşluğunun yapılması, böylece idrarın dış bir keseye geçirilebilmesi veya bağırsağın bir kısmından yeni bir mesanenin yapılması sayılabilir.


Mesane çıkarılması ya da ameliyat uygun değilse , radyoterapi ve kemoterapinin terapötik bir yolu önerilebilir . Kemoterapi bazen ameliyattan önce veya radyasyon tedavisine katılmadan önce tek başına kullanılabilir.




Kaynak: kanser, MESANE, MESANE KANSERİ TEDAVİSİ, Mesane Kanseri ve Tedavisi Nedir?, MESANE KANSERLERİ

Kadınlarda Akciğer Kanseri

Kadınlarda Akciğer Kanseri

Kadınlarda Akciğer kanseri ölüm nedenlerinin başında geliyor. Akciğer kanseri erkeklere göre kadınlarda daha sıklıkla görülmektedir. Ancak bunların üst seviyeye çıkarılmasında bir takım faktörlerinde etkili olduğunu bilmek gerekir. Bu faktörleri sıralayacak olursak şunları belirtebiliriz


Sigara içmek akciğer kanseri için ciddi bir risk faktörüdür, ancak bu konunun sadece bir parçasıdır. Sigara içmeyen kadınlarda yüksek oranda akciğer kanseri görülür (yaklaşık altıda biri). Kadınları erkeklerden daha savunmasız hale getiren önemli neden ise cinsiyet farkıdır.


Kadın Akciğerleri Kansere Karşı Daha Riskli


Bazı araştırmalar, kadınların akciğer kanserine yakalanma olasılığının erkeklerden daha fazla olduğunu göstermiş.Özellikle sigara içen kadınların erkek içicileregöreakciğer kanserine yakalanma olasılığı iki kat daha fazladır. Sigara içmeyenler için bile, kadınlarda akciğer kanseri riski erkeklerden daha yüksektir.


Bunun nedeni henüz net olarak bilinmemekle birlikte genetik olabileceği de iddialar arasında yer alıyor. Bilim adamları, akciğer kanserinin büyümesini hızlandıran genin kadınlarda daha aktif olduğunu bulmuşlardır. Yapılan çalışmalar, kadınlarda östrojen hormonunun akciğer kanserinin gelişiminde rol oynayabileceğini göstermiştir.


Kadınlar Sigaraya Daha Çok Bağımlılar


Kadınlar sigara içmeye erkeklerden daha zor başlıyor olabilir ancak sigara içen bir kadının da sigarayı bıraktıktan sonra tekrar ona dönüş oranları erkeklere göre daha yüksektir ve çiğneme sakızı gibi nikotin yerine geçen ürünlerde başarı olasılığı çok daha düşüktür.


Bilim adamları, yaptıkları araştırmalarda şuna değinmişler. Kadınlar nikotine daha az bağımlı olmalarına karşın fiziksel olarak sigaraya daha bağımlı olabiliyorlar. Bunun içinde davranış olarak sigaradan vazgeçebilmek kadınlar için çok daha zor. Kadın bir işle uğraştığında onu sonuna kadar tamamlamak için programlanmış gibidir ancak erkek için elindeki bir işi bırakabilmek çok daha kolaydır.



Sigarayı bırakmaya çalışan kadınlar için yararlı bir gerçek, menstrüel döneminizin ikinci yarısında durursanız, bırakmayı başarma olasılığınızın iki katı olmasıdır. Adet döngüsünüzün bu aşamasında kanınızdaki yüksek düzeydeki progesteron, vücudunuzu nikotinlerden daha çabuk kurmanıza yardımcı olabilir ve böylece yoksunluk belirtilerini azaltır.


ÖNEMLİ UYARILAR


  • Kanıtlar, kadınlar sigarayı bıraktıklarında, akciğerlerinin akciğerlerden daha hızlı iyileştiğini göstermektedir.

  • Akciğer kanseri olan kadınlar, genellikle akciğer kanseri olan erkeklerden daha uzun yaşarlar.

  • Sigarayı bırakmak için çok sayıda tavsiye ve pratik tavsiyeye sahipler .




Kaynak: AKCİĞER, AKCİĞER KANSERİ, AKCİĞER KANSERLERİ, kanser, KANSER RİSKİ

8 Mayıs 2018 Salı

Ramazan Ayında Nasıl Spor Yapılmalı?

Ramazan Ayında Nasıl Spor Yapılmalı?

Oruç ibadetine sayılı günler kala vücut sağlıklarını korumak isteyenler için de aynı zamanda bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekiyor. bu bir aylık süre içerisinde yediklerinize içtiklerinize dikkat etmeniz ve gerekli olan sporu yaptığınız takdir de 1 ay sonunda ciddi bir kilo kaybına uğrayacağınızı bilmeniz gerekiyor. ancak bu bir aylık süre içerisinde yediklerinize ve içtiklerinize çok dikkat etmeniz de gerekiyor. aksi takdir de hem diyet yapayım hem de oruç tutayım gibi bir yaklaşım size faydadan çok zarar getirecektir.


İnsanlar genellikle gün boyu oruç tuttuklarında akşam ezanından itibaren de hızlı bir şekilde yemek yemeye başlar dolayısıyla gün içerisindeki kaybettikleri kalorileri akşam gerekli enerjiyi toplayabilmek adına hızlı bir şekilde almaya başlarlar. Özellikle de sporcu olan kişilerin oruç ibadetlerini yerine getirdikleri zamanda beslenme ve antrenman rutinleri onları zorlayacağından dolayı planlamalarını çok doğru bir şekilde yapmaları gerekir.


Sporcu kişilere bir öneri belirterek başlayacak olursak ramazan ayında sporlarını biraz daha hafifletmeleri gerektiğini söyleyebilirim. Spor sırasında kaybedilen enerji ve su ihtiyacı beraberinde de halsizlik getireceğinden ani fenalaşmalara neden olabilecektir.


Spor yapan bir kişinin vücudunun da aynı zamanda düzenli beslenmesi gerekiyor. Daha az yemek yiyip daha fazla spor yapılması durumunda vücudun gerekli olan enerji açığı kapatılamayacağından sıkıntılı durumlar yaşanabilir. Bunun için normal zamanlarda yaptığınız ağır çalışmalardan uzak durmanız gerekir. Bir vücut geliştirmeci için konuşacak olursak oruçlu iken haftada 2 gün ya da 3 gün çalışmaları yeterli olacaktır. 4–5 gün devam eden sporda vücut yeteli olan protein alımı yapılmadığı için faydalı olmayacaktır. Bu tarz bir uygulama hem kaslarınızı fazladan yorar hem de kas kayıplarına neden olabilir.



Oruç tutarken spor yapılır mı?


İnsan vücudunun gün içerisinde kasları için proteine ihtiyacı vardır. Dolayısıyla siz gün boyunca beslenemeyeceğinizden dolayı burada yapacağınız bir spor da sizin kaslarınızdan kaybetmenize neden olacaktır. Dolayısıyla sizin bu süre içerisinde sahurda yulaflı ekmek, makarna, haşlanmış patates gibi besinleri tercih etmelisiniz.


Sahurda asitli içecekler ve tuzlu besinlerden uzak durulmalıdır. Bu besinler sizin için hem zararlıdır.Hem de gün boyunca sizi daha çok susatacaktır.




Kaynak: ORUÇ, ORUÇ VE SPOR, RAMAZANDA BESLENME, RAMAZANDA SPOR YAPILIR MI, RAMAZANDA SPOR YAPMAK

Kalp Krizi Geçirdiğimizi Nasıl Anlarız?

Kalp Krizi Geçirdiğimizi Nasıl Anlarız?

Kalp krizinin erken teşhisi önemlidir. Bunun içinde dakikalar içerisinde en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılmak hayati bir önlem taşır. Bir kalp krizinin ana nedeni olarak genetik faktörler gösterilebilir bunun içinde kalp krizi her zaman tehlikeli olarak kabul edilmiştir. Kalp krizi durumunda hiçbirşey yapılamayacağı gibi yanlış bir inanış olabilir bunun içinde bu makalemizde bir kalp krizi geçirdiğinizi nasıl anlayabileceğiniz ya da karşınızdaki bir kişi kalp krizi geçirdiğinde neler yaşadığını bu makalemizde anlatmak istedik.


Yapılan çalışmalar, kalp hastalığının tamamen genetik bir hastalık olmadığını göstermektedir. Kalp krizi geçirme eğilimi genetik olabilir, ancak önemsememe neticesinde de etkilenebilir .


Dünyanın en ölümcül katillerinden biri olma riskini nasıl azaltabilirsiniz?


Kalp krizi, bilimsel adıyla (miyokardiyal enfarktüs) , kalp kasını besleyen koroner arterlerin bir veya daha fazlasında bir tıkanıklık veya daralmanın meydana geldiği durumdur .


Temel nedenin ortaya çıkması erken bir yaşta başlar ve yıllar içinde yavaş yavaş gelişir. Kan damarlarının duvarında plak sertleşmesi oluşmasına neden olan çeşitli kan hücreleri, kolesterol, proteinler ve hormonları içeren karmaşık bir süreçtir. Bu plak, ince bir tabakadan, arter boşluğuna doğru büyüyen ve kan akışını engelleyen bir doku kitlesi haline gelir.



 Kalp Krizi Nasıl Anlaşılır?


Kalp krizi geçiren bir kişinin göğüs bölgesinde 20 dakikadan fazla süren bir ağrı hisseder bu ağrı hızlı bir şekilde boyun, omuz ve kollara doğru şiddetli bir baskı şeklinde ağrıya neden olur. bu sırada nefes darlığıda başlamış ve kişi nefes alamadığından ve sıcak bastığından şikayet eder. Sonrasında öksürük süreci başlayabilir ve baş dönmesi ile bayılma meydana gelir.


Durum giderek ağırlaşmaya başladığında ise tansiyon düşeceğinden dolayı kusma ve mide bulantısı ile soğuk ter atma başlayacaktır. Aşırı çarpıntı ve halsizlik haliyle birlikte artık bayılmanın eşiğine gelinir ve kişiyi bir endişe ve ölüm korkusu saracaktır.




Kaynak: kalp, kalp krizi, KALP KRİZİ HAKKINDA, KALP KRİZİ NASIL ANLAŞILIR, KRİZ

7 Mayıs 2018 Pazartesi

Ten Rengine Göre Kıyafet Renkleri

Ten Rengine Göre Kıyafet Renkleri

Kadınların günlük yaşam içerisinde dikkat etmeleri gereken o kadar çok şeyler var ki aslında bir erkek gözüyle baktığınız da bunların her birini yapmanın bile büyük bir yetenek olduğunu bilmelisiniz. çünkü kadınlar yalnızca kendileriyle ilgilenmek değil aynı zamanda eviyle ve işiyle de ilgilenmek durumundadır. Erkek için hayatın düz mantıktan ibaret olduğunu ve günlük hayatta bir kot pantolan ve bir tişörtün yettiğini düşünürseniz kadınlar gibi hareket etmek bir erkeği 1 hafta sonunda hayatından bezdirecektir.


Peki, kadınların dikkat etmeleri gereken önemli konulardan bir tanesi olan ciltleri konusuna ne kadar hakim olduklarını biliyor musunuz? Bayanbilir.com ekibi olarak bizlerde bu makalemizde özellikle kadınların cilt tiplerine göre hangi renkleri tercih etmeleri gerektiği hususunda önemli bilgilere yer vermek istedik. bu bilgiler doğrultusunda kıyafet seçimlerini de yönlendiriyorlar.


Psikologlar canlı renklere sahip olan kıyafetlerin depresyon tedavisine yardımcı olduğunu söylüyorlar.


Peki, ten renginde sizin için uygun renkler nelerdir?



 Koyu Kahverengi Ten


Güzellik uzmanlarının yaptığı açıklamalara göre ten teni kahverengi bunun içinde koyu kahverengi veya koyu tenli kadınların altın, kırmızı, turuncu,  koyu yeşil  gibi sıcak renkleri tercih etmeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra moda uzmanları tırnakların rengi ne kadar koyu olursa o kadar güzel görüneceklerini belirtiyorlar.


Beyaz Ten


Beyaz tenli kadınlar en şanslıları olarak kabul edilir, renklerin en güzel olduğu renkler, özellikle renkler: beyaz, mor, açık mavi, mor, açık yeşil.


Soluk Cilt


Eğer cildinde soluklaşma eğilimi olan zayıf bir kadın iseniz bu durumda sizin asla sarı rengi giymekten kaçınmanız gerekiyor. Sizin için ideal olan renkler ise mavi, beyaz, siyah.


Koyu Ten


Koyu tenli kadınlar koyu kahverengi ve soluk renklere sahiptirler. Ancak moda uzmanları, koyu tenli ve beyaz tenli arasında bir fark bulamadılar çünkü moda mevsimlerinin sürekli olarak değiştiğini buna göre de her tenin farklı mevsimlerde öne çıktığını gösteriyor.


Orta bir cilt


Bu cilt tiplerinden biriyseniz, yaz ve kış renklerini birleştirebilirsiniz, bu da size solgun doğal renkleri, farklı bir tat ve kişilik gösteren canlı renkler ile birleştirebileceğiniz anlamına gelir.




Kaynak: cilt, kıyafet renkleri, TEN, TEN RENGİ, TENE GÖRE KIYAFET

6 Mayıs 2018 Pazar

2018 Saç Boyası Renkleri Nelerdir?

2018 Saç Boyası Renkleri Nelerdir?

Saç renkleri ve şekli bu yıl hala saç boyası dünyasında güçlü bir şekilde rekabet ediyor. Yeni bir öneri almak istiyorsanız, bu makalemizde yer alan en son saç boyası renklerinin size ilham vereceğini söyleyebiliriz.


Altın gül


Rose Gold olarak tanımlanan rengin bu yıl bu yayılmasında belirgin bir artış yaşanıyor. Artık sokakta dolaşırken sarışın bayanların yerine pembe altın dokunuşlara boğulmuş olan bayanları görmek mümkün olacak. Bu saç tipinin bayanların zarafetlerini daha ön plana çıkarmış olduğunu görüyoruz.



Blubber Sarışın


Krem rengi sarışın saç renklerinin 2018 yılında da devam edeceğini tahmin ediyoruz. Resimde gördüğünüz bayandaki gibi saç yaz modası için mükemmel bir tercih olabilir.



Metalik gümüş


Dünya saç boyası markalarına baktığımız da farklılıklarını halen konuşturduklarını görebiliyoruz Metalik gümüş renk saç boyaları bul yılda beklentileri karşılıyor. Cesur renkleri tercih eden bayanların tenlerine uygun bir şekilde kullanılması tavsiye ediliyor.



Sıcak bakır derin bakır


Parlak saç renginin sıcak tonlarında bakır ve ayrıca 2018’de size neşe ve canlılık dolu bir görünüm verecek. Belki de sana bir miktar gizem ve sihir verir.



Lavanta ve Pembe Tozlu Gül – Tozlu Leylak


L’Oreal marka pigmentler listesinde, bu yıl temel saç boyalarının pembe ve mor renklerinin soluk renkleri. Bunlardan herhangi birini seçebilir ve saçınıza uygulayabilirsiniz.



Koyu mor


Kış rengi olmasına rağmen bu renk hala sahnede yaygın, ancak çoğu bayan yaz aylarında bunu benimsiyor.


Gri  


Birkaç yıl önce ortaya çıkmış ancak 2018 yılında d Mittalk’a kadar devam eden renkleden gri.  Bu renk olgun görünmek isteyen ya da biraz daha sıra dışı olmaya karar vermiş genç kızların tercihi olabilir.



Karamel


Saç boyalarının 2018’deki en önemli renklerinden biri olan karamel rengi saçlarla sadece yanlarında ya da hilit ipliklerini karıştırarak kehribar renginde uygulayabilirsiniz.





Kaynak: 2018 SAÇ MODASI, 2018 SAÇ RENKLERİ, RENK, SAÇ, SAÇ RENKLERİ